Eğitimde dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde yapay zekâ uygulamaları yaygınlaşırken, öğretmenler ve uzmanlar kontrolsüz kullanımın öğrencilerde düşünsel tembelliğe ve eşitsizliğe yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Yapay Zeka Eğitimde Yaygınlaşıyor, Endişeler Artıyor
Son yıllarda yapay zekâ tabanlı platformların eğitim alanında giderek daha fazla kullanılması, özellikle öğrencilerin ödev, araştırma ve hatta sınav süreçlerinde bu araçlara yönelmesini beraberinde getirdi. Chatbot’lar, otomatik içerik üreten yazılımlar ve bireyselleştirilmiş öğretim sistemleri birçok avantaj sunarken, öğretmenler ve eğitim bilimciler kontrolsüz ve denetimsiz kullanımın ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Öğrenciler Arasında Hızla Yayılıyor
Yapay zekâ destekli uygulamalar; soru çözümünden kompozisyon yazımına, yabancı dil pratiğinden sınav hazırlığına kadar çok geniş bir alanda öğrenciler tarafından yoğun biçimde kullanılıyor. Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençlerin, kolay bilgiye ulaşma isteğiyle bu tür teknolojilere başvurması, “hazıra alışma” ve “düşünme becerilerinin zayıflaması” gibi riskleri gündeme getiriyor.
Eğitimcilerden Ortak Görüş: Yönlendirme Şart
Eğitim uzmanlarına göre yapay zekânın tamamen yasaklanması yerine, bilinçli kullanımı teşvik edilmeli. Uzmanlar şunlara dikkat çekiyor:
- Öğrencilere yapay zekânın sadece bir yardımcı araç olduğu vurgulanmalı,
- Uygulamaların içeriği öğretmen rehberliğinde yönlendirilerek kullanılmalı,
- Sınav sistemlerinde “üretken yapay zekâ”nın etkileri dikkate alınarak yeni değerlendirme kriterleri oluşturulmalı,
- Öğretmenler dijital okuryazarlık konusunda hizmet içi eğitime tabi tutulmalı.
Bu tür yaklaşımlarla, teknolojinin eğitimi baltalayan değil, güçlendiren bir unsur olması sağlanabilir.
Akademik Etik Tartışmaları Gündemde
Yapay zekâ teknolojilerinin öğrenciler tarafından ödev ve tez hazırlıklarında kullanılması, üniversitelerde akademik etik tartışmalarını da yeniden gündeme getirdi. Bazı yükseköğretim kurumları, yapay zekâ destekli içeriklerin tespitine yönelik yazılımlar geliştirmeye başladı. Ancak uzmanlar, asıl çözümün etik bilincin öğrencilerde geliştirilmesi olduğuna dikkat çekiyor.
Eşitsizlik Endişesi Derinleşiyor
Yapay zekâ tabanlı eğitim uygulamalarına erişim, her öğrenci için eşit değil. Teknolojik donanımı veya internet altyapısı yeterli olmayan bölgelerdeki öğrenciler, bu gelişmelere ayak uydurmakta zorlanabiliyor. Eğitimde fırsat eşitliği açısından bu durum yeni bir dijital uçurum yaratma riski taşıyor. Eğitim politikalarının, bu eşitsizlikleri giderecek adımları da içermesi gerektiği vurgulanıyor.
Veliler Kararsız: Teknoloji Faydalı Ama Nerede Durmalı?
Veliler cephesinde ise yapay zekâ kullanımı hakkında görüşler ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim, çocuklarının yeni nesil teknolojilere alışmasının doğal olduğunu savunurken; bir diğer grup, yapay zekânın sınırlarının çizilmemesinden endişeli. Özellikle küçük yaş grubundaki öğrencilerin, araştırma yapmadan sadece yapay zekâdan alınan bilgileri tekrar etmesi öğrenme sürecini olumsuz etkileyebiliyor.
Milli Eğitim Politikalarında Yeni Dönem Sinyali
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapay zekâya dair yeni bir strateji belgesi hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor. Taslak çalışmalarda, öğrencilere yapay zekâ okuryazarlığı kazandırılması, öğretmenlerin dijital içerik üretiminde desteklenmesi ve sınav sistemlerinin bu dönüşüme uyumlu hale getirilmesi gibi başlıklar öne çıkıyor. Bu gelişmeler, eğitimde teknoloji kullanımının daha sürdürülebilir ve kontrollü biçimde şekilleneceği bir dönemin işareti olabilir.
Dilersen eğitim teknolojileri, yapay zekâ uygulamaları ya da gençlik ve dijital dönüşüm konularında içerikleri genişleterek sürdürebilirim. Yeni başlıklarını paylaşabilirsin.