Yeni bir araştırma, Avrupa’daki veri merkezlerinin karbon emisyonlarının hızla arttığını ve bu artışın, kıtanın sürdürülebilirlik hedeflerini tehlikeye atabileceğini ortaya koydu. Araştırma, veri merkezlerinin enerji tüketiminin, dijitalleşmenin hızlanması ve internet kullanımının artmasıyla birlikte, 2030 yılına kadar sekiz katına çıkabileceğini gösteriyor. Bu, Avrupa’nın sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarını önemli ölçüde zorlayabilir.
Veri merkezleri, internetin temel altyapısını oluşturan ve milyonlarca kullanıcının dijital verilerini depolayan tesislerdir. Ancak bu merkezler, enerji tüketimleri ve karbon ayak izleri ile önemli bir çevresel etkiye sahiptir. Avrupa’daki veri merkezlerinin büyük çoğunluğu, elektrik enerjisini hala fosil yakıtlardan sağlamakta ve bu da yüksek seviyelerde karbon emisyonuna yol açmaktadır.
Araştırmacılar, veri merkezlerinin emisyonlarının bu kadar hızlı bir şekilde artmasının, küresel çapta dijital dönüşümün hızlanmasının bir sonucu olduğunu belirtiyorlar. Artan veri trafiği, bulut depolama, yapay zeka, büyük veri analizleri ve video akış servisleri gibi dijital hizmetlerin yaygınlaşması, veri merkezlerinin daha fazla enerji harcamasına neden oluyor. Bu enerji talebinin çoğu, yenilenebilir kaynaklardan sağlanmadığı sürece karbon emisyonlarını ciddi şekilde artırıyor.
Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar karbon salınımını sıfırlama hedefi koymuşken, veri merkezlerinin bu hedefe ulaşmada büyük bir engel oluşturacağı öngörülüyor. Sektör uzmanları, dijitalleşmenin sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi için veri merkezlerinin enerji tüketiminde köklü değişiklikler yapması gerektiğine dikkat çekiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, enerji verimliliği artırıcı önlemler ve karbon ayak izinin izlenmesi, bu konuda atılabilecek adımlar arasında yer alıyor.
Bazı Avrupa ülkeleri, veri merkezlerinin çevresel etkilerini azaltmak için çeşitli düzenlemeler getirmeye başladı. Örneğin, bazı ülkelerde veri merkezlerinin yalnızca yenilenebilir enerji kullanmasına yönelik teşvikler uygulanmakta. Bununla birlikte, sektörün genelinde bu tür dönüşümlerin yaygınlaşması için daha fazla politika geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Avrupa’daki veri merkezlerinin emisyon oranlarındaki artış, küresel iklim hedefleri açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, dijital dönüşüm ile çevresel sorumluluğun birlikte yönetilmesi gerektiğini ve bu konuda sektörün daha fazla sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.